Hz. Muhammed’in (s.a.v.) ailesinde öksüz ve yoksulların gözetilmesinden, kendimiz için nasıl bir sonuç çıkarabiliriz? Arkadaşlarınızla tartışınız.
İnsanın en önemli sorumluluklarından biri öksüz, yoksul ve kimsesizleri gözetmesidir. İçinde yaşadığımız toplumun huzur ve mutluluğu için öksüz ve yoksulların korunması gerekir. Öksüzü, yetimi ve kimsesizi gözetip korumayan toplumlar sağlıklı ve huzurlu toplum olamazlar. İslam dininin önemle vurguladığı hususların başında öksüz ve yetimlerin gözetilmesi gelir. Bu konuda Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyrulmaktadır: “Yetimi sakın
ezme!…”
Dinimiz, yetimi azarlamayı ve yoksulu incitmeyi büyük bir günah saymıştır. Örneğin bu konu Kur’an’da şöyle dile getirilmektedir: “Dini yalanlayanı gördün mü? İşte o, yetimi itip kakar. Yoksulu doyurmayı teşvik etmez.”
Kur’an-ı Kerim’in bu konudaki öğütlerini hayatında uygulayan Hz. Muhammed ve aile bireyleri, öksüzleri ve yoksulları gözetmiştir.
Onlara ikramda bulunarak güzel davranmıştır. Aynı şekilde Peygamberimiz, şehit yakınlarıyla da ilgilenmiş ve onların ihtiyaçlarını gidermiştir.
Hz. Muhammed ve ailesi, öksüz, yetim ve kimsesiz çocuklara sahip çıkmıştır. Onlara sevgi ve şefkatle yaklaşmıştır. Bizler de bu konuda Hz. Muhammed’in ailesini kendimize örnek almalıyız. Çevremizdeki yetim, yoksul ve öksüzleri gözetmeliyiz. Onlara, incitmeden yardımda bulunmalıyız. Sahip olduğumuz nimetleri onlarla paylaşmalıyız. Sevgili Peygamberimiz, “Allah katında en sevimli ev, içinde yetime iyilik ve ikram edilen evdir.” buyurarak bizleri bu konuda teşvik etmiştir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder